19 Mayıs 2011 Perşembe

Güneşli Bir Pazar Sabahı..

Hafta sonu Oyuncak Müzesi'ndeydik. Güzeldi ama ben biraz hayal kırıklığına uğradım. Müze aslında yeterince büyüktü ama ben daha büyük olduğunu düşünmüştüm. Bu yüzden de biraz hızlı gezdik ve bir de baktık çıkış kapısı önümüzde.  Bir de ben kendi dönemime ait oyuncaklar da olacağını ummuştum. Bakıp da 'Aaa, bundan bende/bilmem kimde vardı.' diyecektim.(Müzeye Begüm için değil benim için gittik yani. :) ) Çok daha eski dönemden oyuncaklar vardı. Bu düşüncemi dile getirdiğimde aldığım cevap 'Adı üstünde: Müze' oldu. :)
Begüm peluş oyuncaklara bakmaktan, hatta cama yapışmaktan kendini alamadı. :)
 Biz göz hizamızdaki oyuncaklara odaklanmışken, yukarıda bizi bekleyen süprizler varmış.
Buggs Bunny'nin havucuna sarkan Begüm...

Ufak hayal kırıklıklarım olsa da güzel ve eğlenceli bir müze gezisiydi. :)

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Kırıntılar

Yüzüme bir gülümseme yerleşmesine neden olan, ileride hatırlamak isteyeceğim ufak tefek olaylar:
  • Evdeyiz. Begüm'ü uyutmaya odasına götürdüm. İki dakika sonra birşey almak için oturma odasına döndüm. Begüm kucağımda. Babası televizyon izliyor. Begüm babasına bakarak:
              - Ha-haaa!

  • Eskişehir'deyiz. Anneannem, annem, Begüm ve ben evdeyiz. Anneannem dedemden bahsediyor 'Hacı şöyle yaptı, hacı böyle dedi.' diye. Begüm de kendi halinde takılıyor. Sonra Begüm Gayet açık ve net bir şekilde 'HACII' diyiverdi. Önce bakakaldık, sonra koptuk. Sonraları tekrar söylemesi için çok uğraşmamıza rağmen bir daha duyamadık.


  • İki haftalık Eskişehir ziyaretimizden sonra babiş bizi almaya geldi. Saat 23:00 civarı. Begüm uyuyor. Sonra rutin uyanmalarından birini gerçekleştirdi. Ben yanına gittim. Babiş de peşimden geldi. Yatağın kenarına uzandı, sessiz sessiz kızını izleyecek. Begüm hissetti mi naptı bilmiyorum, gözlerini açıverdi. Babasını karşısında görünce hasret dolu seslerle babişine sarılıverdi. Daha önceki uzun ayrılığımızda Begüm tarafından hatırlanamayan babiş de havalara uçtu.
  • Yine aynı ziyaret sırasında Begüm, baba-dede-telefon arsında kavram karmaşası yaşadı. Devamlı 'Dede' kelimesini duydugundan ve telefona bakarak 'Babasııı', 'Begüm'ün babasııı', 'Alo, babiiişş' diye konuştuğumuzdan, Begüm telefona baba, babasına da dede demeye başladı. Bu yaklaşık bir hafta sürdü. Babiş duruma isyan etti, 'Babayım ben kızım, dede değil.' diye durumu düzeltmeye çalıştı. Anne de Begüm babasına her dede dediğinde kahkahaya boğuldu, dalgasını geçti. 
  • Begüm'ü parka götüreceğim. Bebek arabası, arabanın bagajında. Çıkarmak için Begüm'ü sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturttum. Oyalansın diye de eline arabanın anahtarını verdim.(bayılır arabanın anahtarına.) Bir yandan 'Düşer mi acaba?' diye düşünerek tetikte duruyorum, bir yandan konuşuyorum 'Sakın kıpırdama!' falan diye, bir yandan da arabayı çıkarmaya çalışıyorum. Bir tıkırtı geldi. 'Allah, düştü galiba!' diyerek, 'Ama sesi de çıkmıyor hiç?' diye düşünerek (tabi bunlar saliseler içinde gerçekleşen düşünceler) açık kapıya zıplayıverdim. Begüm Hanım sürücü koltuğuna geçmiş, direksiyona da yapışmış.(Araba delisi Begüm'den beklenmeyecek bir davranış değil aslında.) Bir yandan 'Ohh!' dedim, bir yandan Begüm'e kızdım 'Annecim, kıpırdama demedim mi ben sana!' diye. Ama yüzümdeki gülümsemeyle beni pek ciddiye aldığını zannetmiyorum.

8 Mayıs 2011 Pazar

Anneler Gününüz Kutlu Olsun!!

Başta annemin, sonra benim :) ve sonra tüm annelerin anneler günü kutlu olsun. Tüm annelere bebişleriyle (kaç yaşında olursa olsun) uzun uzun seneler diliyorum.