21 Ekim 2012 Pazar

Son Durum

Begüm bugünlerde 'olamaz' a  takmış durumda. Sanırım ilk kullandığı gün geçtiğimiz perşembeydi. Kahvaltı yapıyorduk. Çatalını batırmaya çalıştığı zeytin tabaktan zıplayıp yere düşünce kullandı ilk 'Oyamaaz!' ını. Sonra da sık sık kullanmaya başladı. Çok tatlı oluyor. Bir şey düşüyor, 'Oyamaaz!' Üzerine bir şeyler dökülüyor ,'Oyamaaz!'Oyuncağı bozuluyor, 'Oyamaaz!'  Nereden duydu, nereden öğrendi bilmiyorum. Ama o tepkisi çok hoşuma gidiyor.

Bir de dumur anlarımız var. Çok sık oluyor aslında ama aklımda tutamıyorum hepsini. En fazla yer eden ise şu:
Markete gittik, alacaklarımızı aldık.Ttuzak şeklinde kasanın yanında duran topitopları farketti Begüm. 'Şeker alcam.' dedi. 'Hayır' dedim. Bir yandan da aldıklarımı kasaya bırakıyorum. Begüm'ü beklemedim, aldıklarımı poşete doldurmaya başladım. Arkamdan bir kız geldi kasaya, arkasında da Begüm 'Şeker alcam.' diye bekliyor. Ben de 'Aldıklarımızı ödedik artık. Hadi gel. Parasını ödedik, bitti.' şeklinde başka para çıkarmayacağımı, şekerden vazgeçmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum kendi çapımda. Baktım olmadı, başka şekilde yaklaşayım dedim. 'Alacaksın ama paran var mı?' dedim. Paran olmadığı için alamzsın demeye getirecektim ki 'Param var!' dedi. Cebinden çıkardı 1tlyi, kasiyere verdi, parasının üzerini aldı ve yanıma geldi. Ben de dumur şeklinde kalakaldım.

Bugün skype'tan anneanne ve teyzesiyle konuştu Begüm uzun aradan sonra. Genelde telefondan konuşurlardı. Begüm de 'Nabiyoon? hadi öptün görüşürüz şeklinde.' kısa kesip bana verirdi telefonu. Karşısında görünce özlediğini fark etti herhalde. Hadi sen de gel.'diyorlar.'Tamam, bir saat sonra gelicem, mübübüse binip gelicem.' diyor. Sonra da bana dönüp ısrarcı bir şekilde 'Hadi Eskişehir'e gidelim. Mübübüse binip gidelim.' diyor, bir yandan da çekiştiriyor. Bir eksiklik hissedip dedesini sordu sonra: 'Dedem nerdee?' Sonra monitörden anneannesiyle teyzesini öptü. Onlar da öpsün diye monitöre yanağını yapıştırdı. Bir ara da monitörün arkasına baktı durup durup, monitörün arkasında ekranda gördüklerinin devamını aradı sanırım. :)

12 Ekim 2012 Cuma

Çiş-Kaka Meselesi

Uzun zaman yazmadım yine, elim gitmiyor klavyeye. Ne yazacağımı kestiremiyorum. Tuvalet eğitimi konusundan başlayalım madem.

Begüm'ün tuvalet eğitimine 2 yaşını doldurduğunda başladık diyebiliriz aslında. Ama aynı dönemde memeyi bırakma olaylarımız da olduğundan çok üstüne düşmemiştim. O dönemlerde bez bağlıyorduk hala ve kakasının geldiğini anladığımda 'Kakan mı geldi Begüm? Gel oturağına(lazımlık) yap hadi!' şeklinde onun da onayını alarak lazımlığa yaptırmaya başlamıştım. Birkaç kez de alaturka tuvalete, suyla oynamasına izin vermek suretiyle, çişini-kakasını yaptırmayı başarmıştım. Ama havaların soğuk olması gerekçesiyle bezini tamamen çıkarmayı göze alamamıştım. tabi bu dönemde boş da durmadım, 'İnsanlar nasıl bıraktırmış bezi' araştırmalarına girdim. Yabancı bir bayanın 3 günde bez bıraktırdığını falan da okuyunca gaza geldim. Havalar da biraz daha iyiydi. Kaldırdım evde halıları. Lazımlığı koydum gözümüzün önüne. Begüm'e de anlattım 'sen artık büyüdün, bezini çıkartalım. Külot giy artık.' falan filan diye. O da değişik kıyafet giymeye dünden razı zaten, çıkardık bezi giydik külotu. Kaçırdı tabi başlarda. 'Olsun, olsun!' dedim. 'Bir dahakine söyle çişin gelince, oturağına yap.' dedim. İyi-kötü yapmaya başladı. Ama o dönem pek dışarı çıkmamayı tercih ettik. Aşağıya indik oynadık, ama çarşıya, gezmeye gitmedik.
Sonra yazlığa taşındık. Benim için büyük nimet oldu. Her yer açık alan. Hava da iyice ısındı. Bir de yanımızda Begüm'ün sevdiği ablaları kaldı bir süre. 'Aaa ablalar bakın Begüm artık çişini tuvalete yapıyor.' 'Aferim Begüm sana!' cümleleri eşliğinde tuvalet eğitiminin gündüz aşamasını büyük oranda tamamladık vee geldik gece aşamasına.
Begüm gündüz külot rahatlığını keşfedince, gece bez bağlamayı reddetti. Benim birkaç hafta süren kesintisiz uykularım da sona erdi. Ne güzel şeydi o kesintisiz uykular... Neyse konumuza dönelim.
Önce gündüz uykularında kaçırmayı bıraktı.(Gündüz uykularında da bez bağlamıyorduk tabi.) Bu cümlenin arkasından 'Sonra da gece uykularında kaçırmayı bıraktı.' demeyi çok isterdim ama malesef öyle olmadı.
Akşamları bol miktarda su ve meyve (özellikle karpuz) tükettiğinden gece uykusunda bir veya iki defa kaçırıyordu. Çok sıvı ve meyve tüketmediğinde kuru olarak uyanıyordu. Biz de herhalde gece uykusunu da halledeceğiz diye sevindik ve çevreden gelen tavsiyeler eşliğinde uyandırmaya karar verdik. Fakat gel gör ki anne ve baba miskin çıktı. Uyandırmadık, ıslattığında üzerini değiştirdik, çarşafı değiştirdik falan.
Yaz bitti, döndük eve. Gece çiş problemi devam ediyor. Daha erken uyuduğu için en az iki defa ıslatıyor. Hala bez bağlamıyoruz. Ama bana gecenin köründe uyanıp alt ve çarşaf değiştirmekten gına geldi. Altını ıslatmadan uyandırıp çişini yaptırırsam kaçırmıyor ama her zaman yapamıyorum. Tekrar hamileyim ve saat kurup uyanırsam sabah sersem gibi oluyorum, gergin oluyorum, sonuç daha kötü oluyor. Önceden daha erken uyanırdım ama bu aralar sabaha karşı uyanıyorum ve saatlerce ıslak halde yatıyor. İnanılmaz şekilde rahatsızım. Bugün Huggies Dry Nights aldım. Ama içim yine rahat değil. Geri adım atmış gibi hissediyorum.
Zaten Begüm'ü kandırayım dedim, kanmadı. 'Bak annecim bu gece külotu, sadece yatarken giyicez bunu.' dedim. 'Ama bu giymelik bez.' dedi. Dumur oldum. Bu çocuğun arkasından iş çeviremeyeceğim sanırım. :)