27 Ağustos 2010 Cuma

Yolculuk var..

Bu akşam Eskişehir yolcusuyuz. Anneanneyle dedeyi ziyaret edeceğiz. Bayrama kadar oradayız yani bir süre Eskişehir'den bildireceğim. :)
Bu da ilk Eskişehir ziyaretimizden. Kırkı yeni çıkmıştı daha. Ne kadar büyüdüğü fotoğraflara bakınca anlaşılıyor. Ne kadar da minikmiş. O zamanlar hiç öyle gelmiyordu. :)
Bu da Kaş tatilimizden dönüşte. Ben şaşkını tatil boyunca fotoğraf makinesinin şarjıyla sorun yaşadığım için pek fazla fotoğraf çekememiştim. Tatilin en önemli kısımlarının hatıralarını resmedemedim. Hatırlarız imşallah. Mesela Begüm ilk tekne gezisini bu tatilde yaşadı.(Buraya yazayım da unutmayım:) )

26 Ağustos 2010 Perşembe

Pes Etmenin Eşiğindeyim

Aman ne zormuş bu yatır kaldır. İlk 4 gün herşey iyi gidiyor gibiydi. Ama 4. günün gecesi herşey altüst oldu. Ben kendimi 1 haftaya odaklamıştım gerçi ama insan işlerin yolunda gittiğini, gelişme olduğunu görmek istiyor. Çok yorgunum ve de pes etmenin eşiğinden dönüp duruyorum.
Gece 23:00 civarı uyku öğünü veriyorum ve bundan sonra 4 saat uyumasını bekliyorum. Ama ne oluyor, hooopp Begüm Hanım 00:30'mızırdanmaya başlıyor ve arkasından gözler açılıveriyor. Yanına gitmeyince sesi gittikçe artıyor ve iyice uyanıyor. Fazla uyanmadan emziği verirsen dalıyor tekrar. Sonra kaçta uyanıyor peki? 02:30 civarında. Emziği veriyorum ağzına olmuyor, yatırıyorum kaldırıyorum olmuyor. Yaklaşık bir yarım saat uykunun eşiğine gelip bağırarak uyandıktan sonra ben pes edip emziriyorum. Sonra yatağa yatırıyorum emziği yine veriyorum, biraz bekliyorum başında, pışpışlıyorum biraz, bazen uyuyor. Uyumazsa uğraşmıyorum, yatıyorum ben, o mırıldana mırıldana uyuyor. Buradan çıkardığımız sonuç: Kuzucuk gün içinde yediğiyle doymuyor, bu eksik kalan enerjiyi alabilmek için gece uyanıyor ve var gücüyle çığırmaya başlıyor ki 'Yatır-kaldır'a takmış anne anlasın aç olduğunu da karnını doyursun. Annenin bunu anlaması üç günü buldu tabi ve bugün internette ufak bir araştırma yaptı 5 aylık bebeklerin beslenmesi hakkında. Sonuç:
  • Aldığı sürece anne sütü verilmelidir.
  • Günde iki öğün 210-240 ml hazır mama verilebilir.
  • Günde bir öğün mevsim meyvelerinin püre şekli verilebir.
  • Öğle öğününde sebze çorbası, iki tatlı kaşığı şeklinde başlanıp gün gün miktar arttırılarak verilebilir.(Sebze çorbası: 4 su bardağı su, 2 orta boy havuç, 1 orta boy patates konarak ağzı kapalı olarak pişirilir. İndirildikten sonra tel süzgeçten geçirilerek içerisine 1 tatlı kaşığı irmik ilave edilir, bir miktar pişirilir. (veya 4 su bardağı su, 2 orta boy havuç, bir orta boy patates, bir tatlı kaşığı pirinç konarak ağzı kapalı olarak pişirilir.) Bebek bu çorbaya alıştıktan sonra mevsim sebzelerinin diğerleri eklenebilir.
  • İkindi öğününde yoğurt, yine miktarı yavaş yavaş artacak şekilde verilebilir.(15:30-16:00)
  • Gece yatmadan önce muhallebi verilir, saat 20:00 civarı..
Diğer aylar için bakınız: http://www.cocukgelisim.com/beslenme.htm
4. ay kontrolümüzde doktorumuz sütümün besleyici olduğunu, belki 6. aya kadar sadece anne sütüyle idare edebileceğimizi.söylemişti. Ama yetmezse diye tavsiyelerini de eklemişti:
  • Doymazsa çok tatlı şeftali veya çok tatlı elma cam rendede püre haline getirilerek verilebilir. Belli bir miktar yok, ne kadar yerse.
  • İkinci seçenek biberonla mama verebiliriz.
  • Üçüncü seçenek kaşık maması hazırlayıp verebiliriz.
  • Dördüncü seçenek keçi sütünden taze yapılmış yoğurt.
Şindi ben hangi seçeneği deneyeceğim? Biberonla mamayı zaten arada, süt yetersiz geldiğinde veriyordum. Ama yaptığım alıntıya göre verdiğim miktar çok çok az. Önce bu miktarı arttırıp doyup doymadığına bakacağım. Aynı zamanda şeftali püresi de vereceğim bir öğün. Şeftaliyi zaten demir damlasıyla birlikte azar azar veriyordum, miktarını arttıracağım. Eğer bunlarla doymazsa da kaşık maması vereceğim.
Sonuçları önümüzdeki günlerde paylaşırım.şimdilik bu kadar.. :)

25 Ağustos 2010 Çarşamba

5 Aylik Begum

Begüm bugün tam 5 aylık oldu. Zaman çok hızlı geciyor. Bir bakmisim 5 olmuş, bir bakmisim 15 bir bakmisim 25...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Yatır-Kaldır 3. Gün

İşler biraz daha düzene girdi. Begüm'deki değişiklik farkedilir dereceye geldi.
  • 3. gün 6:50'de uyandı. Biraz dolandık ortalıkta.
  • 7:10 da emdi. Sonra aktivite zamanı...
  • 8:40'ta yatırdım yatağına. Yatır kaldır yapmadan uyudu.
  • 10:30'da uyandı. Emzirmek için 11:00'a kadar bekledim.
  • 11:00'da emzirdim. Aktivite zamanımızı geçirdik.
  • 12:40'ta yatırdım. 12:50'de yatır kaldır yapmadan uyudu.
  • 14:55'te uyandı.
  • 15:00'da emzirdim.
  • 17:00'da yatırdım. Uyuyamadı. Son seferde biraz az emdiği için 'Aç mı acaba?' diye emzirdim. Sonra iyice koptu zaten. Saat de 17:45 olmuştu. Uyutmadım ben de.
  • Banyo zamanına kadar babaanneyle dedeyi ziyarete gittik. Daha erken döneriz diye düşünmüştüm ama kalkmamız 19:15'i buldu.
  • 19:30'da evdeydik. Banyomuzu yaptık. Babaannelerdeyken emzirmiştim zaten. O yüzden banyodan sonra yatırdım.
  • Tracy, ' Bebek mutlu görünüyorsa, yorgun görünmüyorsa akşamüstü uykusunu pas geçebilirsiniz. Ama bu sefer daha erken uyutmanız gerekir.' demiş. Biz biraz geciktik. Yorgun olduğu için zor uyur diye demiştim ama çok da zorlamadı. O da banyonun mayıştırma etkisi diye düşünüyorum. 20:00'da yattı. 20:15'te uyudu.
  • 22:30'da uyku öğünü. Gece 4:00'a kadar uyandırmasın beni diye bir uyku öğünü de 24:00'te verdim. Ama bizimkine kar etmedi. Yine uyandı 2:30 da.Emzirmedim tabiki. Uyutmam da çok uzun sürmedi.
  • Sonraki uyanması 4:30'da oldu. Önce uyutmaya çalıştım. Uyumayınca emzirdim. Uykusu biraz fazla dağılmıştı sanırım uyuyamadı. Ama benim uykum vardı, Biraz uğraştım, uyunayınca vurdum kafayı yattım, ama kulağım onda tabi. Mırıldana mırıldana uyudu. Hatta benden önce uyudu. :) Saat de 5:30 civarıydı.

Yattık-Kalktık 2. Gün

İlk günün gece kısmını yazmamıştım, onu yazayım sonra ikinci güne geçeyim.
Gece adeti olduğu üzere saat 2:00'da uyandı Begüm Hanım. 2:30 a kadar uyutmaya çalıştım ve başardım. Ama saat 3:00 da tekrar uyandı. Yine uyutmaya çalıştım yatırıp kaldırarak. Ağlaması devam edince aç olduğuna kanaat getirip emzirdim. Karnı doyunca sesi kesildi ama uyuması 4:15i buldu. Sonra sabaha kadar uyanamadı bir daha. Zaten sabaha da pek birşey kalmamıştı.
Gelelim ikinci güne:
  • İkinci gün sabahı anne de Begüm de yorgun olduğu için uyanma saati biraz kaydı. 7:30 da uyandık.
  • 7:40'ta emdi. Sonra aktivite zamanını geçirdik.
  • 8:40'ta yatağına yatırdım. 9:05'te uyudu.
  • 9:35'te de uyandı. Sonraki uyutma çalışmalarım başarıya ulaşmadı ve saat 11:00 olunca da emzirdim tekrar. Sonra yine aktivite zamanımızı oyunlarla değerlendirdik.
  • Uyku bastırınca 12:35'te yattı, 12:40'ta da uyudu. Yarım saat sonra uyandı. Uyutmam 20 dakikamı aldı, 14:15e kadar da uyudu.
  • 15:00'da emdi. Bu arada kaka yaptı, bezimizi değiştirdik. Aktivite zamanımızı geçirdik.
  • 17:00'de 45 dakikalık şekerlememisini yaptı.
  • 19:00'da emdi.
  • 19:30'da banyosunu yaptırdık.
  • 19:40'ta yataktaydı.20 dakika sonra yatır kaldır yapmadan uykuya daldı.
  • 22:20'de  uyku öğünü verdim.
  • Gece 2:30 da uyandı. Aç olduğunu düşünerek emzirdim.(Herhalde üşengeçliğime geldi uyutmayı düşünmedim bile:) )
  • 3:30'da uyandı yine. 'O kadar kısa sürede acıkmazsın numara yapma' diyerek uyuttum tekrar.
  • 5:30'da uyandı, Emzirdim yine.
İkinci gün de böyle geçti. İlk güne göre biraz daha uğraştırıcıydı. Uykuya daha fazla direndi, daha bölük pörçük uyudu. Uykuya bu kadar direnmesi, ikinci günün daha kolay olması gerekirken daha zor geçmesi yanlış mı uyguluyorum acaba diye dşündürdü beni. Ama yılmadım ve uygulamaya devam ettim. Eninde sonunda uyuyacak dedim, öyle de oldu.

20 Ağustos 2010 Cuma

Yatıyoruz-Kalkıyoruz 1. Gün

Eveett, sonunda uyku kampına girebildik. Aslında dün girecektik ama Begümkuş dün sabah 5:00'ten sonra uyumayınca(tabi ben de) kıyamayıp başlayamadım. Kuşumun kakası gelmiş onun derdinden uyuyamamış. 6:30-7:00 gibi yaınca kakasını rahatladı, uyku bastırdı. 5:00'ten beri uanık zaten, bir de dokuza kadar uyutmamam lazım, yavrucak harap olur diye uyuttum ben de. Sonra da vurdum kafayı ben de yattım. Bana da yaradı yani.Ama bugün kesin başlayacaktım. Uykusuz geçen yeni bir gece ve emerek uyuduğu halde emerek bile uyuyamayan Begümkuş kararımın daha da kesinleşmesini sağladı.
Şimdi gelelim arıntılara:
Tracy'nin de dediği üzere gün resmi olarak 7:00'da başladı. Zaten bütün gece yarım saat-bir saat aralıklarla emmiş olan Begümkuş çok da aç değildi. Ben de hemen dayamadım memeyi ağzına. Altını değiştirdim, salonumuzun perdelerini açtık, balkon kapımızı açtık oda havalansın diye, sonra balkona çıktık temiz hava aldık, çiçeklerimizi suladık, sonra da içeri girdik ve beslenme saatimize başladık. emmeye başladığında saat 7:10'du. Güç bela onbeş dakika  emzirdim. Sonra aktivite zamanına giirdik. Evimizi bir turladık. Babişin yanına gittik, baktık uyuyor geri geldik salonumuza. Balkona çıktık yine gelip geçen arabaları izledik. Sonra oyun halımıda biraz vakit geçirdik. Bu arada da anne kahvaltı yaptı. Sonra babişin yanına gittik, babişi uyandırdık. Biraz babişle oynadık. Sonra zaten uykumuz geldi mızırdanmaya başladık. Babişi öptük, 8:45'te yatağımıza yattık. oyuncağımızla bir-iki oynadıktan sonra mızırdanmaya başladık. Sonra sesimiz arttı ve anne devreye girdi. Yattık kalktık birkaç kez. Başlarda çok ağladık, kucakta susmadık. Ama Tracy Teyzenin sözünden çıkmadık, 3 dk sonunda ağlasak da yattık yatağa, sonra geri kalktık. 9:00'a doğru sesli ağlamalarımız mızırtıya dönüştü. Sonra da gözlerimiz kapandı gitti zaten. Ben daha zor olacağını düşünmüştüm ama beklediğim kadar olmadı. Kızıma hareketli bebek diyordum ben ama melek bebek mi yoksa? O bölümü tekrar okumak lazım. Günün geri kalan kısmı da şöyle geçti kısaca:
  •  10:40'a kadar kesintisiz uyudu.(1 saat 40 dakika) 20 dakika oyalandık.
  • 11:00'da emerek karnını doyurdu. Emerken kaka yaptı, bezini değiştirdim, emmeye devam etti. Beslenme saatimiz 11:40'ta bitti.
  • Sonra aktivite zamanı geliyor tabiki. Önce biraz köpekle konuştu,güldü eğlendi, sonra oyun halısına geçirdim. Yüzüstü ve sırtüstü oyalandı biraz.
  • 12:40'ta yatağa yatırdım. Bu sefer biraz daha uzun sürdü. Ama sonunda 13:10'da uyudu. Biraz huzursuz uyudu sanki, kaşlar çatık, arada yüzüne bir ağlama ifadesi yerleşiyor. İçime dert oldu mutsuz mu diye.
  • 13:50 de uyandı. 14:45'e kadar yatır kaldır yaptım ama uyumadı tekrar. Gözleri daldı gitti ama kapanmadı. Sonunda ben de pes ettim, kaldırdım.
  • 15:00'da emdi. Sonra altını değiştirdim.
  • Aktivite zamanında yine biraz oyun halısında takıldı, sonra kanguru içinde anneye eşlik etti.
  • 17:00'da şekerleme için yattı, uyudu, 17:20'de tekrar uyandı. Yat-kalk-yat kalk 17:45'te tekrar uyudu. Tracy başlarda programa dakikası dakikasına uyun diyor ama ben kıyamadım onbeş dakika yerine yarım saat uyuttum ve 18:15'te uyandırdım.
  • Sonra oyalandık biraz. 19:00'da tekrar emdi. 19:30'da banyo yaptırdım. Bamyodan sonra iyice uyku bastırdı, yüzünü ovuşturmaya başladı devamlı. Üzerini giydirdim, babası geldi. Babayı görünce uyku gitti, yerine gülücükler kahkahalar geldi(Babayı uyarmama rağmen. O da haklı bir açıdan özlüyor ama olan Begüm'e ve bana oldu.)
  • 20:00da yatırdım ve uyuması için 21:10'a kadar uğraştım.
Günün notları:
  • Kızım melek bebek galiba demiştim, yine büyük konuştum ve yine uyarı şak diye geldi. O kadar uyarı yemişken hala neden büyük konuşmakta ısrar ediyorum onu anlamıyorum.
  • Yatırıp kaldırmaktan, yatınca da pışpışlamaktan belim büküldü gitti. Notre Dame'ın kamburuna rakip olabilirim yakında.
  • Her zaman emerek uyuyan çkcuk bir kere bile uyumaya teşebbüs etmeyerek beni şaşırttı.
Şimdilik durum bu. Bakalım gecenin ilerleyen saatlerinde ve yarın nelerle karşılaşacağız..

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Yatcas, kalkcas, yatcas, kalkcas...

Düne gece yine uzun gecelerden biri oldu. Ben yattıktan 30-45 dakika sonera Begüm uyandı. normalde ik uyumasından sonra 4 saat uyurdu. Bu sefer 3 saat uyudu. Sonra da 1-1,5 saatte bir uyandı. Emzirip yatırdıktan sonra nasıl yattıysam artık, Begüm'ü emzirirken uyyakaldım diye telaşla uyandım birkaç kez, baktım  Begüm yatağında.. Sabah da kesin kararımı verdim. Yarın başlıyoruz 'yatır-kaldır'a.. Zaten ne zamandır aklımdaydı. Ama yine sabrımın sınırına gelmeyi bekledim.
Kaç gündür doğru dürüst uyuyamıyordum. Sabah biraz dinleneyim diye Begüm'ü babaanneye gönderdim. Babişe de söyledim 'Yarın uyku kampına giriyoruz. ' diye..
Begüm üç aylıkken falan denemiştim bir kez. Başarılı da olmuştum. Yöntemi yanlış uygulayıp sonra Begüm'ün tepkisine göre doğruyolu bulmuştum tabi. Üç aylık bebeklere yatır kaldır uygulanmıyormuş. Artık Begüm 4,5 aylık. Yatır kaldır uygulama zamanı geldi. Yorucu olacak biliyorum, hatta belki öncekinden daha fazla ugraşacağım ama sonuç güzel olacak, hem benim için için, hem Begüm için.. (yani öyle ümit ediyorum)
Deneyimlerimi yarından itibaren anlatırım.Bir uyku günlüğü de benden :)
Şimdi biraz log karıştırayım, bakayım kimler neler yapmış, neler önermiş...

10 Ağustos 2010 Salı

Yeni cicilerimiz

İki üç hafta önce gündemimizde bebek taşıma gereçleri vardı. Daha önce 'Gitti-gidiyor'dan halka sling almıştım. Ama pek kullanamadım. Begüm ilk doğduğu aylarda Begüm'ü içine yerleştirdiğimde pek rahat görünmedi, sırtı aşırı derecede büküldü. Bilmiyorum, belki normali oydu, belki de ben yanlış yerleştirdim, yanlış kullandım. Begüm de içinde pek rahat edemedi ki mızırdanıp durdu. Biraz daha büyüyünce tekrar denedim, bu kez oturur pozisyonda. Ama yine bir süre sonra mızırdanmaya başladı. Belki biraz ısrarcı olsam o da ben de alışırdık ama benim de içime pek sinmedi. İstem dışı tek elimle devamlı destekliyordum.Ben de rahat edemedim yani.
Böylece yeni bir arayışa girdim. Mei tai slinle Damla'nın sitesinde gördüğüm Ergo baby arasında kaldım. Sonunda da Ergo baby'de karar kıldım.
Uzun zamandır almak istediğim oyun halısı vardı bir de. İnternetten araştırıp mağazanın birinde incelemiştim. Ama kapalı ürünün ellerinde olmadığını söylemişlerdi. Hazır sipariş vermişken onu da alayım bari dedim. Yanında da bir adet diş kaşıyıcı ile Fisher Price'ın Türkçe konuşan köpeğini aldım.Aldıklarımı da Begüm'den çok ben ve babası, ama en çok ben beğendim. Ne de olsa ben seçtim :)

9 Ağustos 2010 Pazartesi

4. Ay Kontrolü

Cumartesi doktor kontrolümüz vardı. Kilomuz 3800gr,boyumuz 66 cm olmuş. Kilomuz da boyumuz da normalin üzerinde. O yüzden ek gıdaya gerek görmedi doktorumuz ama ek gıda hakkındaki tavsiyelerini de verdi. Eger aç olduğunu düşünürsek çok tatlı elma püresi veya çok tatlı şeftali püresi vereceğiz. Olmadı kaşık maması vereceğiz, olmadı biberonla verdiğimiz mamayı vereceğiz. O duruma düşmeyiz sanırım. Meyve püresinin miktarı için sınır koymadı, ne kadar yerse dedi.
Gelelim 4. ay marifetlerimize:
  • Gece uykularımız 4 saate çıktı. Tabi bu 4 saat dediğim uykular sadece ilk yattığında oluyor. ilk uyanma sonrasında iki saat aralarla uyanıyor. Bana pek normal gelmiyor tabi bu durum. Bir Tracy denemesiyle bu sorunun üstesinden geliriz sanıyorum ama gece boyunca beslememek de doğru mudur ona karar veremedim.
  • Sırtüstü yattığında sağa ve sola dönebiliyor. Bir kere de tam tur döndü ama tesadüfen oldu bence.
  • Artık oyuncaklarını tutabiliyor ve eline geçirdiği herşeyi ağzına götürüyor.
  • Önceden bütün elini ağzına götürüyordu. Artık parmaklarını götürüyor. Genellikle işaret parmağı oluyor bu, bazen işaret ve orta parmağını birlikte götürüyor.
  • Bugünden itibaren ayağını tutmaya başladı. Ağzına götürmesi yakındır sanıyorum :)
  • Ani bir ses olduğunda veya ismini söylediğimizde sese doğru bakıyor.
  • Baby Center'a göre bu ay temel kelimeleri öğrenmeye başlıyormuş. 'mama', 'dada' gibi sesler çıkartabiliyormuş. Begüm de geçenlerde bir gün 'mam' demişti, ertesi gün de 'dam' dedi. şimdilik başka değişik ses yok. :)
  • Bir de yoldan geçen arabaları seyretmeye bayılıyor. Kafasının etrafında birşey çevirdiğimde onu takip ediyor, sağ tarafta kayboldukan sonra sol taraftan görüneceğini tahmin edebiliyor.
Bunlar da fotoğraflarımız. Gördüğünüz üzere elimize geçen doğruca ağzımıza gidiyor.
(Bu arada bu şekilde oturtmamamız gerekiyormuş. 5.5-6 aya kadar oturtmak yokmuş.)


7 Ağustos 2010 Cumartesi

50 kere söylersen olurmuş

Sonunda oldu. İlk kez ateşimiz çıktı. Rahat bir nefes alsınlar çünkü söyleye söyleye oldurdular ( süt ve mama meselesinde olduğu gibi). Çok beklenmedik birsey değil aslında. Dün ası oldu Begum, karma aşısını. Aşıdan sonra ateş cikabiliyormus, bugün doktorumuzun dediğine göre bogmaca asisi ateş yapıyormuş. Yani ateş beklenmedik birsey değil, zaten kafama taktiğim da o değil. Kafama taktiğim cevremdekilerin beni delirten tavrı. Ne zaman biryere gitsek 'Aman ateşi çıktı mı?' 'Hasta oldu mu?' Ya neden hasta olsun cocuk?
Zamanımda da süt ve mama konularında boylelerdi. 'Sutun az mı?' 'Mama mı versek?' diye diye sutum de azaldı, mama da verdik. Ben çok rahat ve genelde pozitif bir insan olduğum için çevremdekilerin bu pimpirikli hali canımı sıkıyor.