15 Eylül 2010 Çarşamba

Eskişehir'den bildiremedim

                            
Uzun ve çabuk geçen bir Eskişehir tatili oldu. Akraba ziyaretleri, iftar yemekleri, alışveriş derken bloga yazmayı bırak bilgisayarın başına oturamadım. Bir sürü şey birikti aklımda, bazıları silindi gitti.
Cuma gecesi sahurda Eskişehir'deydik. Cumartesi günü dedem bütün aileyi toplayıp bir iftar yemeği verdi. Genelde bayramlarda toplaşırdık böyle. Herkes birarada, gırgır şamata... Begüm ailenin en küçüğü olarak bütün ilgiyi üzerine topladı tabi. Yoğun ilgiden bunalıp biraz da mızırdandı hanımefendi. Duygusal anlar da yaşandı. Dedem bir konuşma yaptı  'Bu sene kendimi iyi hissetmiyorum', 'Hakkınızı helal edin.' cümlelerini içeren. Düşüncesi bile kötü. Eninde sonunda olacak ama yine de insan olabildiğince geç olsun istiyor. Allah uzun ömürler versin.
Çarşamba günü, malum, Eskişehir'de 'Çar-Pa' günü, yani çarşamba pazarı:) Annesinin her fırsatta mutlaka uğradığı Çar-pa'yla Begüm Hanım da tanıştı.Her zaman değil ama genellikle çok güzel şeyler bulabiliyorum Çar-pa'da. Mesela Begüm'ün ilk birkaç aylık kıyafetleri Çar-pa'dan. Annem oradan bir havlu almış, benzerinden bir tane daha istiyorum ama aynı kalitede bir havlu mağazalarda bulamadım henüz. Sonraa bir tunik aldım 10 TL'ye, kumaş ve de model olarak aynısını Koton'da gördüm.(Orada görünce sevindim tabi:) )Böyle bir yer işte Çar-pa. Begüm de baya bir zevk aldı pazar gezmekten. Kızımız pusetinde olan şebekliği yaptığı için, gelen geçen pek bir sevdi hanımkızımızı. Önüne gelene gülücük dağıtır, ayağını ağzına alır, kollar bacaklar kıpır kıpır zaten. Ama kazasız belasız atlattık pazar maceramızı da.
2 Eylül, Eskişehir'in kurtuluş yıldönümü. Biz de kendimizi sokağa attık yemekten sonra ama birz geç kalmışız. Marşlar eşliğinde geçen gondollara ve havai fişeklere yetişebildik. Begüm de ilk havai fişek gösterisini izlemiş oldu. O sırada uyuduğunu göz önüne alırsak izledi demek pek doğru olmaz aslında, korkuyla gözlerini açtı ve etrafı izledi diyelim.(Havai fişekler tam tepemizde patladı da) Sonra da uzun süre uyumadı :)
Sonraki günler iftara misafir alma, iftara misafirliğe gitme, bayram için alışverişle geçti. Bu alışverişlerden en karlı çıkan da Begüm oldu tabi ki. Annemle hızımızı alamayıp bir kaç tane bayramlık alıvermişiz kuzucuğuma. Bayramda her güne ayrı kıyafeti oldu hanımın.
İki hafta boyunca Begüm kucaktan kucağa gezdi durdu, ben de annelikten ufak çapta bir tatil yaptım. Sabahları Begüm uyandığında emziriyordum, sonra da Begüm hoop anneanne ve dedenin yatağına ya da kucağına transfer oluyordu. Ben de yarım kalan uykuma devam ediyordum. O zamanlar güzel oluyor ama dönünce eski düzene dönmek biraz zor oluyor, çabuk alışıyor insan uykuya. Begüm kucaktan kucağa, ordan buraya derken bir çok ilke de imza attı. Artık kuzucuk yatar pozisyondayken oturur pozisyona kalkmaya çalışıyor, tek kolunu üzerinde doğrulmaya çalışıyor. Doktorumuz her ne kadar oturtmayın dese de meraklı akrabaların oturtma denemelerine olumlu yanıt verdi. Kendi çapındaki yuvarlanmaları arttı.Göbeğinin üzerinde sağa sola 360 derece dönebiliyor. Değişik lezzetler de tattı: Salatalık, kavun, üzüm, erik...
Yemek konusunda anne de nasibini aldı tabi. İzmir'deki alışkanlığımzı Eskişehir'de de devam ettirdim: Her akşam dondurma. Arada boş geçen akşamlar da oldu tabi. Şöyle de kötü bir durum gelişti tabi, artık kendimi durdurmakta zorlanıyorum, tutmasan yarım kilo dondurmayı tek başıma bitirebilecek kapasiteye geldim yani. Önceden anneme kızardım hep, şimdi ben de onun gibi oldum. Dondurmaları löpür löpür götürünce, kiloda da değişim oluyor tabi. Doğumdan sonra herkes ''3-5 ayda verirsin, göbek möbek kalmaz.'' diyordu. Kimse benden böyle bir yeme performansı beklemiyordu tabi, ben bile beklemiyordum. Demek ki onca yıl içime atmışım, bir kez kilo alınca koyverdim gittim sanırım. Etraftakiler benim yeni halimden memnun aslında, ''Önceden bildiğin sıskaydın, şimdi iyi olmuşsun.'' diyen bile oldu. Ben ne kadar memnunum soran yok. Kıyafet alırken hiçbir şeyi yakıştıramıyorum kendime. Ama bunlar hep kardeşimin bedduaları biliyorum. ''Bir gün sen de benim gibi olacaksın.'' diyordu hep, sonunda oldu. Aslında olmam gereken kilomdayım ama alışık olmadığım için bana fazla geliyor. Bugünler de geçer elbet, eski kilomuza kavuşuruz. (Diye ümit ediyorum.)

1 yorum:

  1. Merhaba çok memnun oldum izleyicim olmuşsun ayrıca Eskişehir'li olman ben kat kat mutlu etti. yabancı memleketlere insan hemşo arıyor doğrusu. Çok tatlı bebişimiz analı babalı büyüsün sevgiler

    YanıtlaSil